30 Eylül 2022 Cuma

Taş ev yapımı

Dalaman Dalyan Sarıgerme ve Göcek’teki taş ile ilgili işleriniz yapılır
90 542 665 46 00 

21 Mart 2019 Perşembe

TÜRK KADINI

TESPİT DOĞRU DEĞİL Mİ?
😆😆😆
Emekli bir Türk ile evlenen 72 yaşındaki Rus hanım Türklere ait gözlemlerini anlatıyor ;
Ben Türkiye'ye geldi, evlendi .
Türk erkek Türk kadınlar çok yemek seviyor.
Hep çeşit istiyor.
Biraz oturuyor hemen yemek soruyor.
Sonra hasta olmak anlatmayı çok seviyor.
Şikayet çok.
Kadınlar kendine zaman ayırmak bilmiyor.
Hasta olmak bekliyor , doktora gitmek sonra doktor diyecek; dinlen çok yoruldun bunu bahane ederek hep hastalık konuşarak geçiriyor.
Çocuklar hep televizyon başında.
Eşimin oğlu evlendi Torun televizyon başında.
Geline dedim ki; çocuk seni az görüyor onları çok görüyor.
Zihninde Sen az onlar çok. Reklamları ezberlemiş. Öyle ezberlemiş istiyor anne reddedince ağlıyor.
Işte böyle ağlıyor sonra yine istiyor yine ağlıyor 3 gün 4 gün sonra anneyle arada çatışma oluyor Şimdi saygı nasıl olsun.
Çocuğun zihninde anne az televizyondakiler çok.
Kapat onu çocuk seni seyretsin seni anlasın senin güzelliğin onun beyninde yer etsin dedim.
Kimse anlamıyor çocukların beyni kimlerle doluyor.
Sen çocuğu Doğurdun Sen hatırlıyorsun onu kundakladı büyüttün Sen hatırlıyorsun
O bunları bilmiyor.
Karnını bile televizyon başında doyuruyorsun senin yüzüne bakmıyor o çizgi filme bakıyor.
Sonra diyor ki çocuk yüzümüze bakmıyor hiperaktif.
Çünkü çocuğun beynini televizyon artık yeniden tasarladı.
Sonra çocuk o çizgi kahramanların Vitrinde kostümünü görüyor istiyor ağlıyor çünkü çocuk aslında artık onlara ait oldu.
Kardeşi ile oynarken bile oradaki karakterler gibi davranıyor ve o karakterler gibi konuşuyor diyorum ki bak çocuk babası gibi değil senin gibi değil konuşması televizyon gibi.
Kadınlar çok konuşuyor hiç susmuyor.
Düşünmeden konuşmak Türkiye'de çok.
Hep hastalıklar çok konuşmaktan diyorum bana ters bakıyorlar.
Tiroid hasta diyor çok yiyorsun ve çok konuşuyorsun diyorum bana kızıyor.
Bana çok konuştukları zaman hemen elimle reddediyorum Diyorum ki çok konuştun ben yoruldum.
Çünkü dinlerken beyin doluyor ve ısınıyor
Susuyorlar o zaman.
Çünkü kalp yoruluyor.
Türk kadını güzel şeyler konuşmayı bilmiyor hep şikayet.
Kocasından şikayet ediyor, ailesinden şikayet ediyor , çocuğundan şikayet ediyor Kendinden şikayet ediyor.
1 saat çay içiyor çay içerken gönül demlenir fakat öyle olmuyor herkesin sinirleri kabarıyor sonra herkes evine gidiyor bu sefer ne oluyor hastalık oluyor.

21 Haziran 2017 Çarşamba

İLK KADIN BİSİKLET FESTİVALİ

İşte hayat bazen çıkar ama kimin umurunda. Bu yorumsuz bir öykü. Taktir sizin. ben de neden yazdım söz uçar gider yazı kalır misali gelecekte okuduğum zaman vay beee diyip hatılayacağım ders alacağım öyküler
BİSİKLET camiasının içerisinde uzun yıllardır pedallıyoruz ve her yerde pedaldaş dostlsarımız ve arkadaşalrımız var. ben hürpedal bisiklet grubunda dernek olmadan önce pedallarken muğal biisklet deneği ile ortak proje yaptık ve onların yaptıkları etkinliklere katılmaya çalıştık. onlarla çanakkale şehitler turuna, bodruma, 29 ekim kutlamalarına v.s. katıldık.
2016 yılında Çanakkale şehitler turuna giderken o yıl bisiklete sürme tekniğini  Muğla bsisklet deneği tarafından geliştiren katılımcılardan bir tanesi olan Yasemin Duygulu'da vardı. tüm şehitliği birlikte turladık iki gün. biz de vardık hürpedal olarak.
Orada dostluklarımız gelişti ve tur sonrası da görüştük. yasemin hanımın güzel kısakısa öyküleri de vardı. yazar olur inşallah. 2017 yılında muğla bisiklet derneği Levent sevil başkan ile tekrar bisikleti öğretelim dedi ve bir çok kişiye öğrettiler. O yıl bir çok kadın katılımcı da katıldı ve onlar kısa kısa turlar yaptılar ve aşagıdaki yazıda olduğu gibi   morpedal48 ilk kadın festivalini yapmaya karar verdiler. 24 mayısta bunun tarihini açıkladılar



Bir dönem sevgi ece sevgi, kemal özyürek ve ben Muğla, bozdoğan ve salda gölü turu yaptık ve bucak, söğüt fethiye den geri döndük, bozdoğandan tavasa gitmek için tepelerde yol arayışımız ve bizi bözdoğandan entepeya bırakan fırıncı amcamıza teşekkürümüz var.
sırada kararsısız tavas mı kale mi? herkes bir şeyler söylüyor sorduğumuz. Yasemin Duygulu ve eşi de herhal ıspartaya giderken bizi kaleden dağlarda aradılar ve biz bir minibüs ile tavasa geldik, onlar ile tavas çıkışında buluştuk. eşyalarımızı yasemin arabasına aldı saldaya restauranta bırakmak için bizde saldaya pedalladık.1. sini düzenledğimiz hürpedal bisiklet festivaline destek olamak için tüm muğla bisiklet derneği arkadaşalrımız geldi destek oldu.

8 mart dünya kadınlar günün de sevgi, yasemi ve irem izmire pedalladılar.
Bisiklopedi.com'da çıkan yazı:
Muğla bisiklet derneğinde eğitim alarak bisiklet sürmeyi öğrenen 30 kadınla başlar macera. Ulaşımda bisikletli hayata geçen 30 kadın, takım ruhu pekişsin diye forma yaptırmak için Kipeo firmasına başvurur. Fabrikanın müdürü Şükran Hanımın gönülden desteği ile Morpedal 48 formalarına kavuşur.
Başlangıçta bir ütopya olan festival fikri de Aralık ayında Şükran Hanımdan çıkar: " 100 kişiye ulaşın, size festival yapacağız"...
Türkiye'de ilk kez yeni bisiklet sürmeyi öğrenen kadınlar bir araya geliyor ve kadın dayanışması ile festival hazırlıyor. İlk kez festivale katılacak ve festival ruhunu yaşayacaklar. Ne zaman mı? 16-17 Eylül'de. Muğla'da.

Morpedal48 


Bir süredir bisikletin erkek tayfası arasında makara kukara muhabbete meze konusu edilen " ilk kadın festivali " mevzusu var. O mu ilk, şu mu? Yoksa bu mu? Heyecan içinde bekleniyor! Bunlar tarihi daha öne çeker mi? Ötekiler altta kalmaz daha daha da öne çeker mi? ...
Üzgünüm beyler!
Morpedal 48 olarak festivallerin yarış havasına sokulmasına müsaade etmeyeceğiz!
Morpedal 48; bisiklet sürmeyi yeni öğrenmiş kadınların biraraya geldiği, birlikte kısa turlar yaptığı amatör ruhun cıvıltısını taşıyan, üye sayısı 100e dayanmış kocaman bir Muğla ailesidir. Tıpkı diğer illerdeki kadın toplulukları gibi.
Farklı meslek gruplarından, çeşitli yaşlardaki kadınların; erkekler kadar hız ve mesafe yapmadan bisikletle olan birlikteliği sürsün, ulaşımda hayatları kolaylaşsın, spor amaçlı bir aktivite edinsin diye çaba gösterdiği alandır Morpedal.
Biz dernek değiliz!
Para kazanmaya yönelik bir çalışmamız yok!
Biz bisikletin kaynaştırdığı Muğla'lı kadınlarız!
Düne kadar bisikletlileri uzaktan izleyen, bugün ise hayallerinin gerçeğe dönüşmesinden mutlu kadınlarız!
Birlikte performans arttıran, yeni öğrenen arkadaşları çemberine sevgiyle katan dost kadınlarız!
Muğla bisiklet derneğinin eğitim alanına " ben morpedal olmak istiyorum" diyerek, bisiklet sürmeyi öğrenmeye gelen kadınlarız biz!
Şimdi haddimizi aşıyoruz!
Kendi festivalimizi yapıyoruz!
Çünkü çoğumuzun il dışına çıkıp bir bisiklet festivaline katılma şansı olmayacak. Yıllardan beri bu zevki tatmış bisikletlilere öykünüp üzülmeyeceğiz. Yine çoğumuzun ilk kez bir forması olacak. Bu bile başlı başına heyecan sebebimizdir. Profesyonel bisiklet kullanıcılarının anlamakta zorlandığı nokta tam da burası işte.
İLK oluyor!...
Bizim için bir festivalin hazırlık aşamasında olmak İLK!
Bu kadar sayıda kadının ruh birliği içinde olması İLK!
Muğla morpedalın her bir üyesinin gönüllü görev alma hevesi İLK!
Bunca ilk arasına; "biz ilk açıklamıştık" ya da " hayır bak bizim tarih ilk" gibi ilkel ve düzeysiz bir çekişmeyi sokmayacağız. Keşke her dernek kendi ilk kadın bisiklet festivalini yapsa. Keşke her topluluk bu anlamda bir diğerini örnek alsa... Ortaca derneği de kendi ölçülerinde iyi bir çalışma yapacaktır. O da onların ilk kadın festivali olacak. Özetle; Türkiye'de kadın adına yapılan her pozitif hareket desteklenmelidir.

morpedal 48 kadın festivalinden 5-6 gün sonra hürpedal bisiklet ve doğa derneği "ortaca'da ilk kadın festivali" diye ortaca belediyesi sayfasında açıklaması var. sayfada yayın tarihi 16 haziran.

İlk kadın bisiklet festivali Ortaca’da “Bisiklet dünyasının erkek fotoğrafını biz kadınlar değiştirelim” Türkiye’nin ilk kadın bisiklet festivali, 25-27 Ağustos 2017 tarihleri arasında Ortaca’da düzenlenecek. Sevgi Kirak, Festivali, HÜRPEDAL Bisiklet ve Doğasporları Derneği ile Ortaca Belediyesinin destekleriyle ve bisikletçi dostlarımız İzmir’den Timukan Karaca, Ankara’dan Güzin Arıcı ve Mersin’den Ebru Petek Budur’un özverili çalışmalarıyla organize ettiklerini söyledi. Bisiklete binen kadın sayısının çok az olduğuna ve Ortaca’da düzenlenen festivalinin Türkiye’de bir ilk olduğuna işaret eden Sevgi Kirak, “Bu bisikletçi kadınların bir araya gelerek düzenlediği bir etkinliktir. Bizler günlük hayatlarımızda bisiklete binen, turlar düzenleyen, festivallere katılan kadınlarız. Fakat sayımız çok az. Festivaller farkındalık yaratır, özendiricidir, dikkat çeker. Festivallere izin alamayan, cesaret edemeyen, kadınlar için düzenledik” dedi.




-İsteyen çadır kursun, isteyen otelde konaklasın… 3 günlük renkli, çocuklar gibi eğlenme fırsatını kaçırılmamasını öneren Kirak, “3 gün boyunca Türkiye’nin farklı bölgelerinden kadınlar özgürlük, eğlence ve doğanın tadını çıkaracaklar. Bu biletli ve kontenjanı olan bir etkinlik. 100 katılımcı kadın 20 de görevli kadın olacak. Kamp alanımız Dalyan’da MUD krater bahçesinde çadır kent kurulacaktır. İsteyen otel seçeneğini de kullanabilir. Hayatımızın bir parçası olması için festivallere, turlara ve destek topluluklarına ihtiyacımız var” diye seslendi. -Bölgemizin güzelliklerini görmeye davet ediyorum Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Karaçelik, “geçtiğimiz yıl bisiklet festivaliyle başlayan etkinliklerimize sadece kadınlara yönelik “ilk kadın bisiklet festivali”ni de eklemek bizleri onurlandırdı. Arkadaşlarımızın da katkılarıyla bu organizasyon bölgemizin adını duyuracak. Emeği geçenlere şimdiden teşekkür ediyorum. Tüm bisiklet tutkunlarını bölgemizin güzelliklerini görmeye davet ediyorum” dedi. -Güzergah ve kısa program Yüksek Arkeolog Nilgün Şahin eşliğinde Kaunos antik kenti turu, tekne turu, Köyceğiz Beyobası ve Yuvarlakçay, Ortaca ve Dalyan’ı kapsayan bisiklet turu.

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Fatih Uğur

Bisiklet ortamında tanıştık ve kısa kısa sohbetlerimiz oldu. Dalyan hidden garden restaurant işletmecisi ve değişik isimler altından restauranta face de sayfalar açmış
HİDDEN GARDEN Steak&wine House,
Hidden Garden (Dalyan),
Hidden Garden Dalyan Balik Evi. gibi

inşaatıma malzeme alamk için ortacaya gittim bir hafta sonu. Garajdan geçerken erdemin çalıştığı yazıhanenin önünde beklerekn gördüm.
merhabalaştık
erdem çay söyledi. içtik biraz da konuştuk.
Kardeşine kefillikten hapis cezası aldığını topalamda 68 bin lira ödemesi gerektiğini 63 lira sı olduğunu söyledi.
ben de kredi kartımdam 4300 lira çektirdim. kardeşi basri dalamana pos cihazı ile geldi ertesiş gün
ben restauranttan 2 güne 3 güne hesabına para yatırırım dedi. 5 gün bekledim para yok. arıyorum mazaretler mazaretler akşamına işyerine gittim 1000 tl aldım.
700 lirada hesaba yatırdı.
kartın ödemem günü geldi yok. ödedim ve sık sık tam 11 kez işyerine gittim ve paramı aldım 1400 tl kaldı sadece.
ramazan bayramında işler olur alırım dedim. vereceğim dedi. bazen face yazıyor ateşim 42.5, hastayım falan.
bayram sonrası öğrendim. işyeri sahipleri kapıya kilti vurmuşlar kendisi de kaçmış.
nerede olduğu belli değil
face de sayfasına yazdım. dolandırılanlardan arayanlar oldu. kaç kişi.
birinden babasınıon telefonunu aldım. aradım nerede olduğunu sormak için

Ama sahibi fatih ugur yalancı ve borcunu ödemeden kaçmış bir kişidir.
Fatih ugur is lie. he does not pay to money.

30 Kasım 2012 Cuma

Anan baban her zaman yanındadır.unutma!

Gökyüzünün alacakaranlığı elbet bir gün kendini parlak güneş ışığına bırakacak.Güzel günler bana huzur, bereket ve mutluluk getiriyor.Kendim mutlu ve huzurluyum. hayata ve insanlara gülümseyerek bakıyorum. insanalrı seviyorum ama güvenim biraz kıt.çok dikkatliyim.Sokakta emin ve kendine güvenen kişi görüntüsü ile yürüyorum.
Eveet; dün 21 haziran 1999'da dalyan okçular köyü nden taner yaşar mağduru olarak onun uğruna ebem Durkadın bulutun (nur içinde yatsın) bana hediye ettiği Toprağı ve traktörü şu anda devretmek zorunda kaldım.satışıda ilerde olur mu bilmiyorum.teşekkürler Arkadaşım Okçular köyü nden taner yaşar.
01/07/1999; Cuma günü telefon çalıyordu.O an akşam yemeği yiyorduk.Telefonu kaldırdım. Milpa'dan arıyorlardı.Biraz daha hareket etmek, dolaşmak için 6 ay vadeli kastino scoter almak için başvurmuştum. peşinatı da yatırmıştım.Teslimat ve vergi ücretlerini istiyorlardı. ama 60.500.000 tl gerekliydi. Bir tek kuruşum bile yoktu. Bayana; Dalyan okçular köyü den Taner yaşar yüzüne zor duruma düştüğümü beni anlamalarını ve malı teslim etmelerini istedim. Tabi ki borcumu kesin ödemek kaydıyla. Beni dinledi sonra o sizin sorununuz, bu zamanda insanlara güven olur mu borç verirken iyi düşünün; hem arkadaşınızı hemde paranızı kaybedebilirsiniz dedi. (Tam da söylediği gibi. Aslında okçular köyü nden taner yaşara ben cebimdeki nakit paramı vermedim. yoktu çünkü param. o sıra faizlerde yüksek bankaya para yatıran arkadaşlar bankaya değilde ona vermelerinde ben aracılık ettim. taner parayı buldu. o an sıkıntısını giderdi veren arkadaş ta para kazandı. Taner ödemeyince borçlar başıma kaldı.tek suçum alışverişte yanlarında olmam ve benim teklif etmem oldu.) 
Parayı ödemeyince malı alamazsınız.Kardeşimden 45 milyonluk mark aldım.15 milyonluk açık vardı.Dalyan'a sezgünaya gittim.alacağım vardı. para yok.sana garantili çek kestireyim 50'şer milyonluk 2 adet dedi. Tamam dedim.onuda ilaçcıya verecektim. akşam üzeri (Cumartesi) geri gelirken yağmur çizelemeye başladı. Taner evde.Vardım evine. oğlu gökhan araba temizliyordu. Abicim baban nerede dedim. uyuyor dedi.Uyanınca söyle ben günaylardayım mümkünse gelsin.
1.5 - 2 saat sonra geldi. Dalyan okçular köyü nden  Tanere 60 milyona ihtiyacım olduğunu ve motor teslimatı için kullanacağım dedim. motora çok ihtiyacım vardı.Arabaya binemez durumda olduğumu söyledim. Yok dedi. En son iki sigaram var benim dedim. o sen zenginsin ben de o da kalmadı dedi. Arabasında sigara varmış ertesi gün sabah bir yoksula bir paket sigara ve 500 bin lira verdi. Neyse yok arkadaş sen anlamıyor musun dedi.
benim bir yıldır maaşımı onun borçlarına yatırdığımı, paramın olmadığını biliyordu. ama bilmek ne işe yarardı. onun bildiği konsantrasyonu, arabası, babası gerisi boş. Onun yüzüne bursa da arabamın teybini sattım.Hiç umurumda değil. Ama muğladan keresticiden tik ağacı alacak 40.000 000 lira eksik yoksa alamayacağım hesaba para yatır diye telefon ettimi biz koşup borç alıp yatırıyoruz. suçu hep başkalarına yıkmayı seven kendini hep haklı gören taner yaşar.
O akşam fethiyeye gitmeye karar verdik.en gariban bisikletimle ortacaya kadar gittim. Yanımdan geçtiler bisikletimi bağaca alabilirlerdi ama güya bana kızıyordu.ceza çektiriyordu.Ama allahıma şükür sağlıklıyım. ortacaya değil köyceğize bile bisiklet ile gidebilirdim. o başkalrınıon sırtından, ahından o arabaya ne yüzle biniyor bilemiyordum.insan bir utanır. Ama allahım en tatlı yerinden vursun. o acının ıstırabından kahrolsun. Sen bilirsin Allahım bu gibi insanları başkalrınıa acı, kahır yaşaşttıkları için aynısını onlara da yaşat.ama aşkolsun kendikendilerini öyle haklı görüp rest çekebiliyorlar. yok kardeşim dedilermi olay bitti. ne yapacaksın. Garibanlar allahına havale ederler. o kadar.
10 milyarlık senedin uzatmasını 11.5 milyar olarak yapmış, kimin yüzünden güya ben etkilemişim.Kahrolasıca. Annamin ve babamın hakkını yemeye çalışan, borçlarını gününde ödemeyerek, babama seni dikkate almıyorum, kahvenin önünde arabadan indiririm diyen Allahın yarattığı dinle babamın senin gibilerden üstünlüğü vardır. senin gibilere yardım eder. senin gibilerde köşeye sıkışınca borcunu ödemeyince kıvırtırlar. Anacığım üç gün yemek yemedim oğlum sen ne yaptın deyince ben cevap bile veremedim. Birde şöyle söylüyor benim annem babam arkadaşıma laf söyleyecek ha ben yapacağımı bilirim söyletmem diyor.
Taner sen sen haa! Ben senin gibi babamın alışverişinden komisyon almadım.İnsan babası daha fazla kazansın istemezmi? tabi senin anlayışında çocuğun babasına borcu olmaz.
Pazartesi 45 var 10 nevzattan istedim yanımda yok evde o zaman yarın alırım dedim.ya 10 milyon değil mi bulur sana şimdi veririm dedi. Hesabıda yanlış yapmıştım. 5 milyon açık vardı.onu necmettin ben vereyim dedi. Pazartesi olmadı, salı olmadı çarşamba telefon ettim tanere 15 milyonum olsa 15 takla atarım diye güldü. Kapora bekliyorum dedi.arabama benzin alamıyorum artık bittim dediğinde senin araban hala benzinsiz mi diye gülüyordu. Parayı hala tamamlayamadım. Sağolsun babacığım (Sevgim azdır) oğlum yatırdınmı diye sordu.hayır. 15 milyon açığım var dedim.parayı verdi. Boşuna söylememişler ANAN BABAN HER ZAMAN SENİN YANINDADIR. Perşembe taner kendine bir şey söyletmeyen arkadaşım bana hala para verecek. perşembe parayı yatırdım.Taner şu cuma akşamının hayrında allahım seni en tatlı yerinden vursun. Beni iki yıldan beri rezil ettin. senin zaten hiç paran olmadı diye bir de beni aşağıladın. Benim param vardı senin gibilerin borcunu ödemekten parasızdım.
Not : Motor dediğim sıradan piyasanın en ucuz Kastino markalı scooterı. Bu satırları yazarken o marka çoktan piyasadan silinmişti.ama o motoru aldım.dünyam değişti diyebilirim.harekat alanım genişledi.daha çok gezmeye başladım.daha sonra onu satıp 2006 yılıydı sanırım honda avtive satın aldım.

17 Eylül 2012 Pazartesi

BOŞANMA DAVAM


Fethiye 3.asliye hukuk mahkemesine 2010/86 esas no’lu davanın 21/11/2010 tarihli duruşmasında hakim Boşanmamıza karar verdi.hüküm: davanın kabulüne, her yıl üfe oranında arttırılmak kaydı ile 250 tı yoksulluk nafakasına, 6000 tl maddi, 4000 tl manevi tazminat ödememe karar verildi.
Boşanma davasını ben açmalıydım. Karşı tarafın açmasını bekledim.ne oldu.dava masrafları ve avukatlık ücretlerini de ben ödedim. Benim  avukatım  Sami Atik. Davadan önce mallarını hemen devret dedi. Herkese sordum. Nikah sonrası edinilmiş mallar ortak.ona söylüyorum olmaz diyor.neyse inandı. Aslında böyle hayati bir davada ilk hatalı kararı idi.bunu dikkate almalıydm. Sorgulamalıydım. Biz yola devam ettik.sonuçta bir arkadaştan olduk. Vay be hiç avuaktımdan değil yıllardır süren arkadaşlığımızın biteceği  aklıma gelmezdi.
İşte mahkemede bağırdım çağırdım bu nafaka ve tazminat olmamalı yargıtaya itiraz edelim.itiraz ettik.şubat ayında idi.benim önümde belirsizlik vardı. süreç uzayada bilirdi. Neyse. Ağustos ayında davayı geri aldım avukatı azil ettim.dava parası yanında kredi kartı ödemesi için verdiğim 1500 TL’nin 400 tl sinide vermedi. Avukat her şeyi biliyor ve kendine göre hesaplama yöntemi vardı. üzerine biz para vereceğiz. Ortaca cumhuriyet başavcılığına şikayette bulundum.bakanlığa müzakere yazıldı.sonucu bekliyorum.
Tazminatlar için 7.000 tl peşin kalan 3000 tl içinde şahsi çekimi vereyim 3 ay vadeli dedim. Avukat Sezai Gökmen müvekkilime sormalıyım teklifiniz mantıklı dedi.size bilgi veririm. karşı taraf olmaz hemen icraya ver demişler. Fethiye 1. İcra dairesinde 2011/6623 numaralı dava dosyası açıldı.  maaşa haciz ve nisanda itibaren maaşımdan 590 tl kesildi. dosyayı 13/08/2012 tarihinde 11.805 tl ödeyerek kapadım.
Bir gün e-devlet sayfama bakarken hakkımda yeni icra davası gördüm. inceledim Fethiye 2. İcra dairesine 2012/2670 numaralı nafaka alacağı davası açılmış. ilgili icra dairesini aradım.toplam 2.600 tl’lik bir borcum varmış. muhtara gittim zarfı aldım.
Nafaka ödemelerimi internet bankacılığından yapıyor ve makbuzlarımı dosyaya takıyorum.nafaka 28/05/2010 tarihinde başlamış ben ise aralık 2010 tarihinde ödemeye başlamışım.hesplıyorum aradaki altı aylık borç gözüküyor.neyse dalaman akbank şubesinden her ihtimale karşı 2.500 tl kredi aldım.3 ay vadeli.borcumu ödeyip dosyayı kapatacağım.



17/09/2012 tarihinde öğleden sonra Fethiye 2. İcra dairesine gittim. Küçücük oda, Çok kalabalık ve dosyalardan raflarda yer kalmamış. müdürenin masasına yaklaştım. bir zaman sonra boşalan sandalyeye oturdum.bekliyorum. içerisinde çok ağır bir ter kokusu var ve her yer kapalı ney se birisi pencereyi açtı. içeriye taze hava geldi.
Sıra bana geldi. internet bankacılığından aldığım bilgisayar dekontlarını gösterdim. Bizim sistemimizde olmadığı için kabul edemem.dedi. işte benim borcum şu haziran ve kasım 2010 ayları arası. ben ödemek istediğiniz tutarı alırım dosyaya dedi. Avukat hesaplar dosyayı kapatır veya kapatmaz bilemem dedi. hesaplamaya başladı. ben avukat sezai gökmen’in telefonunu aldım. ve kendisini aradım. dosyayı kapatmak için buradayım ama hesaplamamız gerekli dedim. Sen oraya hesaplat sonrasında buradada hesaplarız aradaki farkıda görmüş olursun dedi. bürosunu tarif etti. Adliye 5 dakika yürüme mesafesinde 22 metrelik yol üzerindeymiş. Telefon konuşmam bitti. İçeri girdim ve avukata gideyim dedim. tamam dediler. ödemeyi ona yaparsınız makbuz verir.o da dosyaya koyar.
Bindim arabaya park problemi yaşamam düşüncesi ile bürosunun önünde durdum. 2. kata çıktım. sekreteri biraz bekleyin görüşmesi var dedi. görüşme bitti. Odasına girdim. makbuzları gösterdim.durumu izah ettim ama o kendi nafaka ile ilgili yazılım proğramı üzerinde düşünüyor bu fark nasıl olur diyordu.
Ödemelerimi proğramlarına girdik. 2011 ve 2012 ağustosuna kadar olanları. sekreter bir çıktı aldı. borç 3.200tl gözüküyordu. avukat Sezai Gökmen geldi. hesap bu dedi. yine avukat bey ödenenler burada 6 ay borç 250 liradan 1500 tl eder. dosya masrafı artı avuklatlık ücreti bu miktar olmaz dedim. Düşündü sekreterine evet bir daha tek tek kontrol ve  bir bilgisayardan diğer bilgisayara  verileri aktardık. benim avukatın elden ödediği 1.000 tl çıktı. benim elimde makbuzu yoktu yani ben bilmiyordum. dürüstçe davrandılar kendilerine teşekkür ediyorum. Yine hesaplama 1.700 tl oldu. Bin lirada düşünce 700 tl kalıyordu. yine bir hesap avukatlık ücreti bir yazılımda 465 tl idi. Diğer bilgisayarda 200 tl gözüküyordu. avukat bey dedim avukatlık ücret sabit mi yoksa yüzdelik mi dedim. Toplam nafaka alacağının %12 dir. İcraya sorabilirsin.dedi. benim nafaka borcum 250 tl imiş bu tutar çok dedim.
Oda tamam dedi bu 345 tl’yi kredi kartımdan çektim. Sezai gökmen  bu jestime karşılık sende nakafayı zamanında öde dedi. avukat bey ayın 1 ile 31 arasında ödersem geç mi kalmış olurum dedim. Hayır dedi.karşı taraf bir ay geç ödüyor demişler.onlar her ayın birinde gidecekler para yoksa Geç oluyor demek dedim. Görüldüğü gibi hakkımda hiç uğruna yanlış hesaplamalardan kaynaklı bir nafaka ödememe iddası ile fethiye 2. icra müdürlüğünede dosya açıldı. Bu şu demek hakkınızda her türlü iddiada bulunabilirler. görüldüğü gibi 2.600 tl tutarında bir alacak yokmuş. nafakamı düzenli ödüyorum. bir keresinde 6 aylık peşin yatırdım.belgeleri elimde. böyle bir durumda düzgün bir hesaplama yapılsa idi. 250 tl yani bir aylık bir alacak var diye uyarıda bulunulsaydı. herhalde. öderdim.
Saat 17.00 akbanka gidip krediyi geriye ödeyeyim dedim. garajda bulunan Akbank şubesine giderek 17.11 de sıra aldım. bir saat bekledikten sonra erken kredi kapama işlemimi yaptım.
Sorunu aracı halledemiyor. ben  icra dosyasına avukat ile görüşmeden ödeme yapsa idim. en azından 2.000 tl ödeyecektim. muhatabım ile görüşünde durum değerlendirmesi yapınca 345 tl ye kapadık.
Boşanma davasını karşı tarafa bırakmayın siz açın. sen açmışsın yada o açmış ne değişiyor. hakim sen açtın diye başka işlem mi yapıyor.
Ödemeleri paranız var ise zamanında yapın. Mertlik yapmaya inatlaşmaya gerek yok. icraya düşersen fazlası ile ödüyorsun.
Burada borç az veya çok önemsiz. arasaydılar. anlamsız. benim 1 lira bile olsa bir borcum var ve karşı taraf genele bakarak bilgi verebilirdi. vermedilerse onları suçlayamam. hakkım yok buna. kardeşim kendim doğru yapmak zorundayım yoksa herşeyin bir bedeli var. Avukat Sezai gökmen süs olsun diye büro açmamış.değilmi?.